Olympos Antik Kenti kalıntıları, Helenistik, Roma ve Bizans Dönemi izlerini taşımaktadır. Kenti ziyaret ettiğinizde; akropolü, Helenistik Döneme ait küçük bir tiyatroyu, Bizans kilisesinin kalıntılarını ve Roma Dönemi’ne ait olduğu düşünülen tapınak kapısını da görebilirsiniz. Kentin en dikkat çeken kalıntısı şüphesiz ki Olympos’un son kaptanı olan Kaptan Eudemos’un lahtidir. Lahtin üzerinde bir gemi betimlemesi ve yazıt bulunuyor.
OLYMPOS PLAJI
Doğanın, denizin ve tarihin tam kucağında yer alan Olympos’a girişte sizi doğal güzellikler karşılamaktadır. Plaj kısmına Olympos Antik Kenti’nden geçerek girildiği için giriş ücretlidir. Müze Kart’ınız varsa ücret ödemeden de geçebilirsiniz.
Olympos plajının girişinde tatlı ve tuzlu suyun birbirine karıştığı bir nokta bulunmaktadır. Plajın yapısı Kaş’tan da alışık olunduğu üzere taşlıktır. Dilerseniz buraya kadar gelmişken Adrasan’dan kalkan günü birlik tekne turlarıyla Akdeniz’in Maldivleri diye anılan Suluada’ya geçebilirsiniz.
ÇIRALI YANARTAŞ
Olympos’un birkaç kilometre yakınındaki Çıralı sınırlarında yer alan Yanartaş, Olympos’u Olympos yapan ve efsanelere konu olan, görenleri hayrete düşüren bir bölgedir.
230 metre yükseklikte yer alan Yanar Taş adını, kayaların arasından çıkan alevlerden alıyor. Yapılan araştırmalar sonucu, bu alevlerin hiç sönmeden binlerce yıldır yandığı söyleniyor. Yanartaş, özellikle hava karardıktan sonra alevlerin ortaya çıkardığı görsel şöleni görmek isteyen gezginler tarafından ziyaret edilmektedir. Kayalara araçla direkt ulaşım bulunmamaktadır bu sebeple belli bir yere kadar araçla gittikten sonra Yanartaş’a varmak için yürümeniz gerekmektedir.
Olympos’un doğusunda, sahilden 300 metre ileride Carettaların yumurta bıraktığı muhteşem kumsalı ve pek çok bitkinin yaşadığı sahil kumulları ile ünlü Çıralı yerleşimi yer alır.